8 Haziran 2008 Pazar

gofret

Aradım demin ablamı.
Ufak olan, ailemizin ortancası. Ben en küçük.
Kurban bayramından beri görüşmediğimizi söyledi
Ona özlediğimi söylerken.
Ne zamandı ki kurban bayramı dedim.
Dört ay olmuş.

Ablam hep yanımdayken düşünürdüm çoğunlukla.
Bir gün adamın biriyle gidecek, çok seyrek görüşeceğiz diye…
Adamın biri alıp götürmediyse de ayrı kalır olduk bir şekilde.
Koca kız oldu tabi, Ankaralarda hem okuyor hem çalışıyor.
Yetişkin oldu beni yetiştirip.

İki elden 3 parmak eksikti aramızdaki yaş.
Çalışan bir anne ve babanın çocuğu olunca
Günün birkaç saatinde de olsa
Evin dadısıdır abla.
Dünyanın en güzel dadısı.

Gözlerimin ışıldadığı zamanlarda, ufacıkken
Bana verdiği gofreti löp diye yedikten sonra,
Teşekkür etmesini öğrettiği an gelir aklıma
Eski evimizin dar koridoruydu anı kırıntısının arka planı.

Bir de dışı çikolata kaplı dondurmayı yiyemeyişim, elime akışı.
Diğer elimi tutan, hep tutsa keşke dediğim
Çıkarıp cebinden peçetesiyle silişi elimi ağzımı.
Yaz sıcağıydı, eve gidiyorduk…

Günün nasıl geçtiğini konuştuktan sonra telefonda
Dedi ki, rüyamda gördüm seni.
“Sarılıyorduk, ufacıktın”
Mevsim yazmış, gofret erimiş.
“Erimiş gofretine ağlıyordun, gözlerin dolmuştu yanakların kızarmıştı
Teselli ediyordum”
Birkaç gülücükten sonra “Hâla öyle olur” dedim.
Az daha konuştuktan sonra telefonu kapatırken gözlerim dolmuş, yanaklarım kızarmıştı.

Koca herif olduk, gofret yerine telefon tutup sulu gözlülük yapıyorum dedim.
Utandım kendimce.
Telefonu kapadım, bu sayfayı açtım.

3 yorum:

kamøløsø dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
kamøløsø dedi ki...

yazı harika olmuş, tek kelimeyle!
kardeşlerin en küçücüğü olmak ne hoş bir duygu olsa gerek. üstelik böyle iyi bir ablaya sahipken.
sadece bu yazıdan okuduğum kadarıyla; şimdiye kadar gördüğüm en iyi kardeşler olduğunuzu rahatlıkla söyleyebilirim!

Bayansilvia dedi ki...

Öyle güzel yazmışsın ki, yarısında ağlayıverdim klavyeyi bırakıp. Siz Dünya'nın en güzel erkek kardeşleri iyi ki varsınız:)

hit