30 Mart 2009 Pazartesi

Son Ada ve Hayvan Çiftliği

2008'in son ayında en çok satanlar listesine fırlayan, Zülfü Livaneli'nin Son Ada'sını okudum. Konusunu öğrendikten sonra romanın tüm gidişatını aşağı yukarı tahmin ettiğimden ukala bir havayla başladığım kitabın ilk bölümlerinden sonra kendimi tasvir edilen adaya dahil bir vatandaş gibi hissetmem uzun sürmedi.

Okurken hep George Orwell'in Hayvan Çiftliğini düşündüm. Bence iki roman birbirine çok benziyor. Hayır, Son Ada Hayvan Çiftliğine benziyor demek istemiyorum. İki romanın yöntemi yakın geldi bana. Hayvan Çiftliğinde soğuk savaş döneminde sistemlerin kendilerini dünyaya kabul ettirmeye çalışmasıyla ilgili dünyanın ufak bir çiftliğe dönüştürülmüş halini hayvanlarla birlikte alegorik bir şekilde anlatıyordu Orwell. Son Ada'da ise Türkiye'nin karışık olduğu dönemlerde yaşanan olaylar bir Ada'ya indirgenip, adalılar ve adaya gelen gaddar general darbe dönemlerini simgeleyen unsurlar olmuş.

Bu iki eseri birbirine benzeten sadece bu 'Prototipini alıp simgelere dökmek' değil. Anlatım olarak da iki kitapta da müthiş bir basite indirgenmişlik var. Tabi basit kelimesi yanlış anlaşılmasın, demek istediğim bayağılık değil; sadelik ve duruluktur.

Her şey bir yana Son Ada, popüler bir kitap olsa dahi popüler bir kitap oluşunu popüler duyguların sömürülmesine değil sahip olduğu akıcılığa ve güncelliğe dayandıran ve tıpkı Hayvan Çiftliği gibi kesinlikle okunması gereken bir eserdir.

27 Mart 2009 Cuma

ego

Hazır ego mego demişken, geçenlerde şair Özdemir Asaf'ın bu kelime hakkındaki bir şiirine rastladım, pek hoşuma gitti...

EGO

Son kadeh içilmiş,
Son söz edilmişti.
Bir düşünce sardı hepsini...

Bir hatıra,
Bir hırs,
Bir kıskançlık,
Bir yanıltı,
Bir kardeşlik,
Bir yanlışlık,
Bir kin,
Bir ümid,

Bir şey...
İnsana ait.

hit