9 Temmuz 2008 Çarşamba

Aşkın Nur Yengi

Haftasonu sadece TRT1'i çeken bir televizyona da sahip, eski eşyaların doldurduğu denizi güzel, kasabamsı sakin bir belde olan Ürkmez'deki yazlığımızdaydım annem ve babamla. O güne dek Aşkın Nur Yengi'yi ülkemizde pop icra eden bir bayan olarak biliyordum sadece, ötesi de yoktu.

Cumartesi gecesi TRT1'de popstarımsı bir yarışma vardı. Sadece konsept benziyordu popstara ama içerik farklıydı. Popstar olmak isteyen gençler yerine Anadolu'nun farklı yerlerinden folklör grupları katılıyordu yarışmaya ve en iyi dans grubu olmak için yarışıyorlardı bu gruplar. Aşkın Nur Yengi de hangi tecrübesine dayanıldı bilmiyorum; ordaki 4 sabit jüri üyesinden biriydi.
Google amcaya soruverdim neymiş bu diye, Altın Adımlarmış efendim yarışmamızın ismi. "Televizyonların ilk Türk Halk Oyunları Yarışması" diyor sitede slogan olarak.

Tavır, üslup. Çok önemli kelimelerdir benim için. Bu kadında her ikisi de oldukça kalitesizdi maalesef. Bulunduğu mevkiye yerleşmiş bir şekide folklörcüleri pek hoş olmayan bir üslupla, el-kol mimiklerinin de desteğiyle eleştriyordu. Hani tabii ki eleştirecek sonuçta jüri üyesi ama... O eller kollar öyle oynamamalı yahu. Suratında da meymenet yoktu kadının zaten. Anında nefret ettim açıkçası kendisinden. Güzel olsaymış bari... Hoş, Pamuk prenses ve yedi cücelerdeki aynaya bakıp "Var mı benden güzeli" diyen kadının güzelliği vardı aslında kadında, itiraf edeyim onu bak.

Sonradan öğrendim, pek sevdiğim Haluk Bilginer'in yine pek sevdiğim -tavır ve üslubunu takdir ettiğim- Zuhal Olcay'la olan uzun evliliklerinin bitmesinde bu kadının payı varmış. Zaten Haluk Bilginer'in şu anki eşi de Aşkın hanım oluyormuş. Ne kadar doğrudur bilmiyorum, magazinci değilim, ilgilenmiyorum da. Yine de kadına karşı edindiğim antipati biraz daha birikti bunu öğrenince.

Neyse efendim. Televizyon izlemeden daha mutluyum ben onu fark etmiş bulundum tekrardan. "Televizyon izlemiyorum" şeklinde entel artistliği taslamak için de yazmadım bu yazıyı. Boşalayım dedim sadece bi... O kadar.

Not: Bu arada aynı program sayesinde adaşlıktan doğan sempatim biraz daha birikti Yavuz Bingöl'e karşı. Adamın sesi de güzel zaten. Hem sonradan görmüş gibi de durmuyor başkaları gibi; nazik, üslubu düzgün. Bıyıkları da pek yakışmış, gürbüz gürbüz maşallah.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bu yazı hayatımda gördüğüm en aptal yazılan sadece yazılmak için yazılan bir şey olmuş bu yazıyı yazan kişiye karşı bir anda antipatim oldu niye kendini bir şey zanneden başkası hakkında atan tutan biri bir inasanın birinine antipatisi varsa niye o kişi hakkında yazar niye onun olduğu programı izler aslında deyil ortada büyük bir kıskançlık var çekemezlik var Aşkının mükenmalliğini kıskanmış cekememiş ben nasıl gönderme yaparım felan demiş kendince ama olmamış berbat berbat çook kötü bir yazı asla kabullenmiyorum ama benim bu yazımı kaldıramaz bu şahıs ve burda asla yayınlıyamaz o kadar zavallı..........

Yavuz Karaburun dedi ki...

Bu yorum da benim hayatımda gördüklerim arasında en aptal yorumlardan biri sanırım.

Şimdi anladığım kadarıyla birisi başka birisi veya herangi bir konu hakkında iyi yönde olmayan düşüncelere sahipse bunu yazmamalı yorum sahibi isimsiz kişiye göre? Öyleyse eleştri kelimesi de bir tabu olsa gerek kendisinin lugatında.

O da değil, çok hoş bir çelişki söz konusu aslında. Durduk yere, herangi birisine antipatisi olan birinin bunu neden yazma ihtiyacı duyduğundan yakınılırken aynı zamanda antipati duyulan bir yazıya durduk yere yorum getirilmiş olmuş. Güldüm hani.

Yazının sonunda da çok iğneleyici bir yorum yapmış olduğunu sanan yorum sahibi arkadaşımız söz konusu yazının yazarının bu düzensiz, ifade yoksunu yorumu kabul edemeyecek kadar zavallı olduğunu belirtmiş ancak bunu yaparken ismini verme cesaretinden kaçınıp zavallı bir duruma düşmüş. Buna da gülmedim değil.

Çok hoş çelişkilerle dolu kendi kendini yere yatıran bu yorum için teşekkür ederim.

Bu arada noktalama işaretlerini biraz kullanmaya, kullandığımız dil hakkında bazı hassas ayrıntılara önem vermeye çalışır, üslubumuzu da daha hoş, terbiyeli ve sistemli tutarsak karşılıklı iletişim açısından bir çok alanda daha ileri gidebilirsiniz sevgili isimsiz.

Yakındığınız yazı da sanırım bu yüzden yazılmış olmalı. Belki yazmış olmak için, sonuç itibariyle düşünceleri dile getirme hususunda antrenman yapmak için var bu blog. Sizi aşan bir amaç olacak belki ama yine de açıklamak istedim.

Adsız dedi ki...

Bencede bu yorumda çook saçma ve düzensiz bir yorum Türkçeden felan bahsetmiş bahsetmek nedemek? burda nokta virgül soru içareti konulaçak çook şey var ama buyazıya deymez diye kullanmıyorum ....belkide şimdi Türklüğümden felan şüpe eder hani gerçek Türk kim Türkçe kullanmasını felan bile bilmiyor sıfatında felan ama hiç önemli deyil herkes her şeyi biliyor.......
Benim eleştirim sadece eleştirmek için yazılan bir yazı olması bilmeden yazılan sadece ordan burdan duyduğunu yazan yazmak için yazan kişilere hem sevmezler hemde eleştirirler o zaman git sevdiğin kişi hakkında eleştiride bulun eleştirme yeteneğin varsa...
Aşkın Nur Yengiden bahsetmiş unutmuş bir kere sevsende sevmesende Türkiyenin yetiştirdiği en iyi kadın vokallerden müzisyenlerden biri bir ayrıcalıktır kendisi Atilla Dorsay Naim Dilmen Asu Mora hangi eleştirmene sorsan söyler ama bunun için okumak lazım eleştirmeden...
Türkiyede bir forkler yarışması yapılmış İTÜ mehzunu döneminde karadeniz forkler ekibinin başında yer almış ama bunu bilebilmiyor eleştirmen ve sanki çiğ köfteyi yiyen sadece Aşkın hanımmış gibi Yavuz Bingöl Müjde Ar Ahmet Demirbağ hocayı unutup görmek istediği kişi çünkü Aşkın hanım eleştircek yaa...
Yine sayın eleştirmen yazmış Aşkın hanım için Haluk Bilgineri severim Zuhal Olcay çook severim felan duydumki ayrılmalarına sebep olmuş felan antibatim dahada çook artı ne zamandan beri BİR AYIN BATIŞININ SEBEBİ GÜNEŞİN DOĞUŞUNDAN Bilinir oldu bunuda sormak gerekir o dönem bu ilişkiyle ilgili bir çook yazı çıktı Zuhal hanımında adı başkalarıyla yazılıyordu ama eleştirlcek ya birileri küçük düşürülmek istencekya işte böyle uzatmanın bir anlamı yok eleştirmek güzeldir ama eleştirmesini bilceksin sadece eleştirmek için deyil gerçekten bir şeyler yazcaksınki insanlar anlasın o yüzden saçma aptal dedim çünkü hiç bir şey anlamdım sadece eleştirmek için yazılan bu yazıya ama şimdi anlıyorum ki aslında aptallığın en büyüğünü ben yapmışım niye kadeye almışım onu anlamdım bir anlık refleksle insan ne yaptığını anlamıyor bu yüzden özür diliyorum saçmaydı yorum yazmam ismime gerek yok nede olsa önemsiz biri eleştirye cevap verdim ya kabullenmem gerekirdi oysa ne yazmışsa eleştirmem evet haklısınız demem gerekirdi malesef benim TÜRKÇE kelime ve sözcüklerimde özele giriyor evet doğrusun demek heryerde her şekilde kullanamıyorum yiğidin hakkını herkese veremiyorum yapcak bir şey yok buda benim eleştirmem anlıya bilene.... aaaa bu arada yazıyı silmemiş eleştirmem bak ozaman alkışlamak lazım ne kadar o yorumu orda tutar bilmiyorum eleştirmek kadar eleştirilmeyide bilmek gerekir en azından bunu biliyormuş ......

sayın eleştirmene..
adsız olmak önemlidir adını koyduğunuz zaman anlamınıda bilmek gerekir eleştirmek için deyil anlamak için.......

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

hit