9 Temmuz 2008 Çarşamba

Her şey olur.

Valla öyle. Yeni felsefem bu oldu sanırım. Felsefem de ne demekse, kim uydurmuşsa... Hiç anlamını içermiyor hani bambaşka bir şey yerine koyuyoruz biz "felsefem şudur" sözcük öbeğini. Her neyse canım, a aa.

İyicene herif olmaya başladık başlayalı çok pis fena geleceği düşünme seanslarına başladım kendi kendime. Eskiden her şeyin huzurlu ve normal bir şekilde gideceğini sanır pek de endişelenmezdim. İlla ki yolunu bulurdu her şey, akıllıydık, usluyduk, öğretmenimizin sözünü dinler, ödevimizi yapar adam olurduk nasılsa. Ufak yaşıtlarım da kendimce pek çok açıdan arkamda kaldığına göre pekala sıyrılabilirdim bir şekilde -akıllıyım kompleksinin başlayıp, tembelliğe alışıldığının başlangıç noktasıdır bu yargı aynı zamanda-. Büyüdük büyüyeli bir uyuzluk, bir tembellik, bir amaçsızlık vurdu kafama ki sormayın. Kayboldum uzunca bir süre, hâla da kendimi buldum sayılmaz. Hoş, pek bilgili insancıklara göre insan kendisini hiç bulamaz blablahedehödö. Tamam.

Meslek seçemediğimiz gibi alan da seçemedik adam gibi, sayılarla mı uğraşacaktık sözlerle mi onu seçmeyi bile beceremedik ve en sonunda piramidin tepesinden aşağıya kayması kolay, yukarı çıkması imkansız olur diyerek sayılarla-formüllerle uğraşmayı seçtik. Birinci round başlamadan kenara çekilip çırpınan öğrencileri izledik. Bok yedik bir güzel. 3.çoğul kişiyle yazmamın da hiç bir sebebi yok aslında, suçuma ortak arıyorumdur bir ihtimal.

Bu yazı nereye gider bilmiyorum. Hiçbir şeyin nereye gideceğini bilmiyorum. Her şey olur lafı da buradan çıktı. Pek fena buldum sanırım kendimi bu lafla. Hani kendini rüzgarın akışına bırakan yaprak misali kötü örnek klişesini canlandıran gerçek rolü almak istemezdim aslında ama... Sanki biraz daha yol alacağız da birisi uyandıracak bizi hadi kalk geldik ne çok uyudun yolda diye... Sahi öyle mi olacak? Her şey olur...

Bloga yazı yazarken "günlük" diye hitap edesim var. Günlük formatında pis pis yazıp bunu millete göstermek de ne kadar tiksinç bir şey aslında. Nedir ki bunun olayı?

Her neyse lan. Diyeceğim odur ki her gün kafama bir ton farklı proje gelmesinden, "şunu şöyle yaparım bu da böyle olur, hem zaten doğru zamanda doğru yerde doğru kişiyle buluşçaksın, kurulması gereken kontakları kuracaksın yolun açılır... Budur abi biraz da şans lazım" demekten gına geldi. Üstelik henüz yaz tatilimin; bitiminde tekrardan üniforma giyeceğim son yaz tatilimin ortasına bile gelmedik. Sınav stresi de değil ki bu, hayat stresi. Demek isterdim ama değil işte. Sınav eşittir hayat diyen 3,5 milyon ot parçasından biri oldum ben bu sene, hayırlı olsun.

Her şey olur ama lan harbi.

Valla.

1 yorum:

JOHN AKSEL LOCHNER dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

hit