20 Ağustos 2008 Çarşamba

start your engines!

Millet deli.

Kim delirtti, nasıl böyle oldu şimdi derinlemesine sosyolojik araştırma yapmayacağım veya yapmış gibi de ahkam kesmeyeceğim.

Ya da ben normal değilim bak o da olabilir. Kendimi çağa uyduramamış, başka alemlerden gönderilivermiş, farklı bir kozmota ait aşmış biri göstermeye de niyetim yok. Hem de hiç yok. Ama...

Yahu, 4 ağustosta dersane mi başlar?! Haziranın ikinci yarısı ve temmuzu saymazsak, elimizde 10 buçuk ay var. Bunun 1 ayı hızlandırmayla, yani tüm haftaiçini heba etmeye, diğer zamanlar da okul dışında kalan tüm haftasonlarına gidiyor. Ha bir de okul vardı di mi... Onu boşverelim nasolsa çıkacak aradan bir şekilde(!) Özel ders mevzusuna hiç girmeyeyim.

Neyse ki bizim dersane insaflı çıktı. Ya da bünyesindeki öğretmenlere ağustos sıcağında 2 hafta önceden başlamaları için yeterli bütçeyi ayıramadı (ya da ben olmak fesat). 4 Ağustosta dersaneye başladığım falan yok kısaca. Başlayanlar için dedim. Bizimkinin sınavı bugündü, dersane de perşembe günü başlıyor ve bundan sonra okul başlayana kadar haftasonları hariç hergün dersane var. Armada'ya gidiyorum bu arada. İzmir'de.

Böylece daha çook var diye diye dibine kadar geldik maratonun. Maratona çok daha önceden başlayanlar da var tabi kocaman azimli "çocuğum on numara her şeyi yapar herkesi geçer"ci anne babaların sayesinde.

İyi mi kötü mü bilmiyorum böyle yapmaları. Ancak keşke lise 1'de 2'de her şeyi ciddiye alsaydım, konu eksiğim kalmasaydı zarttı zurttu diyecek değilim. Liseye en baştan tekrar başlayacak olsam aynı haltı aynı şekilde yiyecektim eminim. O yüzden önüme bakıyorum. Biraz (biraz?) korkuyorum tabi böyle olunca. Korkum başaramamaktan öte onca gaza gelmiş öğrenci kılıklının arasına karışamamaktan daha çok. (Başaramaktan da korkuyorum elbette; zaten hepsi birbirine bağlı şeyler bunlar.) Soyutla soyutla nereye kadar. Bu sene de herkesin yediği boktan tadmak kaçınılmaz bir gerçek benim için. Alternatif yok. Gibi gibi.

Hani hiiç öyle ÖSS çok kötü bir sistem, şöyle olmalı böyle olmalı şu olmamalı bu olmamalı falan diyeceğim de yok. Eğitim hakkındaki o alımlı ütopyalardan çok uzak bir hal içersinde olduğunun farkındayım çünkü güzel yurdumun. Herkesin yazdığı cümleleri de yazmadan geçiyorum bu kısmı...

***

Neyse ki sabah girdiğim deneme sınavı felaket geçmedi. Mat2 haricinde öyle aman aman büyütecek bir bilgi eksikliğimin olmadığını tekrar onayladım. Antrenmana kalıyor gibi bir şey mat2 dışındaki bölümlerde elde edeceğim performans. Tabi mat2 epey ağlatacak gibi sene içerisinde.

Eve geldim. Yeni taban puanlarının açıklandığını duydum, gördüm, buldum, inceledim. Genel olarak 10 puan kadar düşen değerler hoşuma gitti. Puanların eskiye göre düşük olması en azından psikolojik olarak rahatlatıyor. Hoş, sahte bir rahatlama bu. Ben de biliyorum önemli olanın sıralama olduğunu... ama olsun. Böyle daha güzel.

Öte yandan bir arkadaşım sağlam yıkadı beynimi dün. Hoşuma gitmedi değil. Mevzuyu direkt akıl meselesine vurduğundan olsa gaza geldim gibi. Kompleksliyim ya... Dedi ki, seninle aynı yaşta hatta senden daha küçük olup da senden daha akıllı olan 6000 kişi var mı şimdi bu memlekette? Kaldı ki kafası iyi çalışan 20.000 civarı fenciyle de işin olmayacak. Kışkırttı beni direkt aslında. Kışkırmadım değil ben de. Sabah ki sınavda fena geçmeyince gaza gelmedim değil.

Akşama doğru babacığımla IKEA'ya gidip ÖSS masası da alacaz. Bir de pano alacam mıknatıslısından. Asacam onu da. Babamı kandırırsam masa lambası da alırım.

Bilgisayar desen, ortadan kaldırmaya hiç bu kadar istekli olduğumu hatırlamıyorum. Amma velakin yapılcak bir kaç iş var; eylülde kaldıracam.

Şaka maka...

Deli oluyorum ben de, yaşasın!

Hadi rastgele.

Hiç yorum yok:

hit